Günlük Plan
15 HAZİRAN
14 Haziran'da akşam 4'te uçağıma binmiştim. Gece 12 buçukta aktarmalı uçağımla Roma'ya anca ulaşabilmiştim. Tam 8 buçuk saat süren uzun yolculuktan sonra kalıcağım otele taksiyle gittim. Odama girdiğim an yorgunluktan uyuyakaldım. Ertesi gün sabah erkenden kalkıp İtalya'yı gezmeye koyuldum. İlk olarak Roma'nın meşhur Kolezyumuna gittim.
UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Kolezyum, aynı zamanda en büyük amfi tiyatrodur. Tarihi hakkında bilgi verecek olursak; İmparatorlar burada Roma halkını eğlendirmek ve biraz da kendi eğlenceleri için gladyatör dövüşleri gibi çok acımasız eğlenceler düzenlerlerdi. Gerçek adı Flavian Amfitiyatrosu olan bu muazzam yapının 100 gün süren açılış oyunlarında 5 binin üzerinde hayvan ve yüzlerce insan kurban edildi. İşçi sınıfı ve halk arenaya en uzak yer olan en tepelerde otururken, Senato üyeleri ve diğer önemli insanlar sahneye en yakın yerlerde oturuyordu. Köle, mahkûm ve savaşçılar arasından seçilen gladyatörlerin birbirleriyle ve vahşi havanlarla kıyasıya dövüştürülmesi, halkın ateşli tezahüratları eşliğinde yüzyıllarca sürdü. Gladyatörlerin arenada ölü taklidi yapmadıklarından emin olmak için, oyunların ardından ölü bedenler tokmakla ezilirdi. O zamanki Roma'nın imparatoru Sezar kel olmaktan nefret ederdi, öyle ki ondan yüksekte durup keline bakmayı yasa dışı ilan etmişti. Bunu yapmanın cezası kesin ölümdü. Burayı biraz gezip tarihi hakkında bilgi edindikten sonra Trevi Çeşmesine gittim.
Rivayete göre çeşmeye para attığınızda, Roma’ya tekrar geleceğinize ya da size aşk getireceğine inanılıyor. Turistlerin bu çeşmeye attığı bozuk paraların toplam değeri yılda 1,5 milyon Euro’ya ulaşıyormuş. Hatta sırf bu yüzden belediye ve kilise arasında para nereye gitmeli tartışmalarına neden olmaya başlamış. O kadar kalabalıktı ki ama yine de görmeye değer bir yer olduğunu düşünüyorum. Oradan da Fontana della Barcaccia türkçesi ise eski gemi çeşmesi olan bir çeşmeyi daha görmeye gittik.
Bu heykelin hikayesi ise Roma'nın içinden geçen Tiber nehri taştığında bazen su seviyesi buraya kadar geliyormuş ve 1598'deki taşkında su seviyesi 1 metreye kadar yükelmiş. Sular çekildiğinde ise tam heykelin olduğu yerde bir kayık duruyormuş ve içinden bu şekilde sular akıyormuş. Onuda bu şekilde sanata dönüştürmüşler. Buradan sonra da hemen yanındaki Piazza di Spagna Türkçe ismiyle ise İspanyol Merdivenlerine gittim. Roma'daki İspanyol Merdivenleri, İtalya'nın başkenti Roma'nın en ünlü simgelerinden biridir. Bu merdivenler, 18. yüzyılın başlarında bir Fransız diplomatın inisiyatifiyle yapılmıştır ve daha sonra İspanyol Elçiliği'nin yakınında bulunduğu için "İspanyol" olarak adlandırılmıştır.
Bugün yeterince yorulduğum ve gezdiğim için güzel bir yere gidip La Carbonara yiyeceğim. İtalya'da ünlü olduğu söyleniyor.
Via Panisperna adındaki bu restorana geldim. Yumurta, pecorino peyniri ve dana baconla yapılan soslu bir makarna bu. Tadını ve mekanı çok beğendim.
16 HAZİRAN
Sabah yine erkenden kalkıp Roma'yı gezmeye ve tarihi hakkında bilgi edinmeye koyuldum. Panteon adında bir yere gittim anlamı ise tüm tanrıların tapınağı demekmiş.
Panteon kavramı bugün içinde meşhur kimselerin gömülü olduğu anıtlar için kullanılır. Tüm Roma yapıları içinde en iyi korunmuş olanı ve muhtemelen de dünyada döneminin en iyi korunmuş binasıdır. Tarih boyunca hep kullanılmıştır.
Buradan da Roman Foruma gittim. Forum bir halk meydanıydı, esas olarak malların satışı amaçlıydı; yani bir anlamda çarşıydı. Forumda dükkanlar için kullanılan binalar ve açık tezgahlar için kullanılan stoalar bulunurdu.
17 HAZİRAN
Bugün Vatikan Şehrine gittim. Vatikan, Hristiyan dünyasının merkezi olmasıyla birlikte, sanat, kültür ve tarih açısından da büyük öneme sahiptir.
Burada San Pietro (Aziz Petrus) Bazilikası ve meydanını ziyaret ettim. Aziz Petrus Bazilikası veya San Pietro Bazilikası, 60.000 kişilik kapasitesi ile dünyanın en büyük kilisesi ve hac yeri. Bazilikaya ismini veren, İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Petrus ise aynı zamanda Hristiyanlığın ve katolik kilisesinin ilk papası kabul ediliyor. Kendisi bugün Filistin olan topraklarda doğup Roma Kilisesi’ni kuran aziz.
Oradan da Vatikan Müzesini gezdim.
Vatikan Müzesi, Roma’daki tüm müze ve galerilerden, nicelik olarak üstün olan bir müze. Hacim olarak dünyanın en büyük müzelerinden olan yapı içinde, Sistina Şapeli ile birlikte toplam 54 galeri var. Bu 54 galeriye yayılan koleksiyonunda Antik Mısır’dan Yunan, Etrüsk ve Roma mediyenetlerine uzanan çok değerli eserler ve heykeller göreceksiniz.
Bu ise Sistina Şapeli, Vatikan Müzesi içinde bulunuyor. Sistina Şapeli'nin şöhreti büyük oranda iç mekânını süsleyen fresklerden gelmektedir. Sistina Şapeli tavanı, 1508-1512 yılları arasında Michelangelo tarafından resimlerle süslenmiştir. Yaklaşık dört yıl süren bu çalışmalar sonucunda, Rönesans döneminin en görkemli ve önemli eserlerinden birisi ortaya çıkmıştır.
18 HAZİRAN
Bugün Pisa Kulesine gittim. 1987 yılı itibarıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmiştir. Kule üst üste bindirilmiş yuvarlak 6 sütun dizisinden meydana gelmiştir. 55,86 metre yüksekliktedir.
Pisa Kulesi her yıl milimetrenin onda yedisi kadar eğiliyor. 1173 yılında inşa edilmeye başlanan Pisa Kulesi tamamlandıktan 5 yıl sonra güneye doğru eğilmeye başladı. Sebebi ise temelin oturduğu zeminin çökme yapması ve temelde bulunan killerin zayıf olmasıdır. Buradaki kalabalığa karşın lezzetli bir pizza alıp yiyebildim.